dun bugun yarin

Ressam Mustafa Delioğlu 27 Ağustos’ta yaşamını yitirdi. (Fotoğraf: Kadir incesu / Arşiv)

Geçtiğimiz Pazar sevilen çocuk kitapları yazarı sevgili Aytül Akal’ın her yıl çocuk edebiyatı paydaşlarını ve sanatçı dostlarını buluşturduğu geleneksel ev davetine katıldım. ‘Dün Bugün Yarın’ temasına sahip olan davette yazar, çizer, editör, yayıncı, sanatçı pek çok edebiyat emekçisi yan yanaydı. Kuşaklar arası yakınlaşmanın değerini bilenler için tadına doyulmaz anlarla yüklü olan buluşmada, şarkılarımızı, şiirlerimizi, eserlerimizi, anılarımızı, önümüzdeki işleri, aklımızdaki hedefleri ve düşleri konuştuk. Hediyeleştik.

dun bugun yarin 1

Birbirimize verdiğimiz hediyeler öyle mağazadan ya da internetten satın alınmış ürünler değildi. Hayatımızda, kalbimizde, kitaplığımızda yer edinmiş varacağı yerde de kıymetinin bilineceğine inandığımız hatıra değeri yüksek objeler ve eserlerdi. Buluşmanın herkes için hüzünlü bir yanı vardı. Aytül Hanım davet hazırlığını yaparken bir iletişim grubu kurmuştu. O dönem sağlık sorunlarıyla ilgilenen ressam Mustafa Delioğlu da iletişim grubundaydı. Tedavi sürecinde beklenmedik komplikasyonlar gelişti ve maalesef değerli sanatçıyı 27 Ağustos’ta kaybettik. Aytül Hanım’ın yakın dostuydu. Evinin duvarlarını Mustafa Delioğlu’nun eşsiz resimleri süslüyordu. Sanatçıyı davete katılan dostlarının, arkadaşlarının dilinden dinleyin istedim. Nezaketle duygularını paylaştılar. Masal, şiir, öykü, roman, çizgi roman ve daha pek çok farklı türdeki kitaplarda çizimleri ve etkin sanat dokunuşları bulunan Delioğlu 2013’te Astrid Lindgren Anma Ödülü’ne, 2022’de Hans Christian Andersen Ödülü’ne aday gösterilmiş bir sanatçıydı. Çocuk kitaplarına gönül verenler raflardaki çocuk kitaplarına biraz dikkat kesilirlerse sanatçının üretkenliğinin boyutlarını daha net anlayacaklardır.

dun bugun yarin 2

Aytül Akal (Yazar): Mustafa Delioğlu çok eski arkadaşım. Çocuk kitapları yazmaya başladığım ve Uçan Balık Yayınları’nı kurduğum 1995 yılında ressam arayışına girmiştim. Arkadaşım Fatih Erdoğan’dan öneri istedim. İllüstratörler Derneği’nin düzenlediği sergide Mustafa ile tanışabileceğimi söyledi. Fatih’in kurduğu Kırmızı Fare dergisinde Mustafa’nın resimlerini görüyordum. Sergide sakallı, ciddi bir adam olarak karşıma çıktı. Tanışsam mı tanışmasam mı kararsız kaldım. (Tebessüm ediyor) Meğer ne kadar tatlı bir insanmış! İçinde rengarenk muzip bir çocuk varmış. 200’e yakın kitabımın içinde en çok kitaplarımı resimleyen çizerdir. Önceleri atölyesi Cağaloğlu’ndaydı. Kitaplarımın rengarenk resimleri olsun istiyordum. O dönem kasvetli, orta çağ tarzı resimler de yapıyordu. Onlara bakıp canlı renkler kullanması için ısrar ediyordum. (gülümsüyor) Sanatçı arkadaşım Ender Dandul, Mustafa, ben üçümüz o bölgeyi alt üst ediyorduk. Daha sonra atölyesini Kadıköy’e taşıdı. 91 yılından beri arkadaşım olan yazar Ayla Çınaroğlu da aynı yakada oturuyordu, ofisim uzak olduğu için ancak hafta sonları Kadıköy’de buluşabiliyorduk. Mustafa pazar günlerini eşine ayırırdı. O da gelebilsin diye kalabalık buluşmalarımızı cumartesi günü organize ediyordum. Vefatı beni çok etkiledi. Yapabileceği daha çok şey vardı. Bundan böyle onu bize bıraktığı eserlerle yaşatacağız.

dun bugun yarin 3

Fatih Erdoğan (Yazar, Yayıncı): Mustafa Delioğlu benim için birkaç kategoride önemlidir. 55 yılı aşkın bir dostluğumuz vardı. Çok yakındık. Burada fazla söyleyecek söz yok. Acı hep! Diğeri ise çocuk edebiyatına katkısı. Türkiye çocuk edebiyatının son 50 yılının hikâyesi yazıldığında Mustafa Delioğlu anılmadan bu hikâye tamamlanamaz. Eksik kalır. Çok büyük bir kayıp. Çocuk edebiyatı camiası olarak çok üzgünüz.

dun bugun yarin 4

Doğan Gündüz (Yazar): Mustafa Delioğlu’nun resmi olarak resimlediği ilk kitap Para Dolu Damacana’dır. Kendisiyle yaptığım bir söyleşide dile getirmişti. 1976 yılında Erdal Öz tarafından önerilen ve dilimize çevrilen bir kitap. Çizim teklifinin 1975’te geldiğini düşünürsek 50 yıldır çocuk kitapları resimleyen bir arkadaşımızdı. Çocuk kitabı resimlemesine yön veren, çocuk edebiyatında illüstrasyonun önemini ortaya çıkaran bir tarihti.  Kendini yenileyen, sürekli geliştiren bir sanatçıydı. Büyük bir kayıp.

Mavisel Yener (Yazar): Mustafa bir mavi kuştu. Bize renklerini, soluğunu, çizgilerini bıraktı. Onu sevgiyle, renklerle anacağız. Hep yüreğimizde, bir yere gitmedi, bizimle burada!

dun bugun yarin 5

Hicabi Demirci (Çizer, Karikatürist): Hiç kuşkusuz bir sanatçının ölümü çok acı. Eğer bu sanatçı çocuk kalbine dokunmuşsa acı daha da derinleşiyor. Dönemi düşünüldüğünde Mustafa Delioğlu’nun Erzincan’dan gelip İstanbul gibi bir yerde sanat için mücadele vermesi takdire şayan. Ne kadar tutkulu olduğunun da bir ispatı. Ancak tutkuyla ve disiplinle böyle üretken bir sanatçı olabilirsiniz.

Çiğdem Odabaşı (Drama Eğitmeni, Yazar): Sanatçı kimliğiyle birlikte özgür düşünen bir beyin olduğuna inanıyorum. Sanatını dönüştürürken sınırları esneten, fikirsel, yaşamsal ve düşünsel anlamda esnekliğini koruyan bir insandı.

Kadir İncesu (Gazeteci, Fotoğraf Sanatçısı): Mustafa Delioğlu’nu tanıdıkça daha çok severdiniz. Yüreğindeki gizli sevgiyi, o sevginin gücünü daha yakından hissetmeniz için mutlaka tanımanız, ayak üstü de olsa birkaç kelime konuşmanız gerekirdi. O sessizliğini resimleriyle ve çizgileriyle çığlığa dönüştürmüş bir sanatçıydı.

Süleyman Bulut (Yazar): Dünyanın üstünü çizip çizgini sonsuzluğa uzattın demek! Son konuşmamızda hayata nerede kadeh kaldıracağımızı kararlaştırmıştık be Mustafa! Şimdi derin bir boşluk, tarifsiz bir acı!

dun bugun yarin 6

“Dün Bugün Yarın” hep birlikte olabilmek için sanatımıza, sanatçımıza, hafızamıza sahip çıkabilmeliyiz. Aytül Akal bunu gözeterek konuklarına armağan ettiği şiirlerinden birinde

“Zaman

Ardımda bıraktım en güzel yazları

Unuttum baharları

Razı oldum kuşla şala

Rüzgarlı saça

Çağırdım sonbaharı

Takıp takıştırdım anıları…” diyor.

Zamanın ve ayrılıkların ağırlığını bir pişmanlık prangası gibi değil de hüzün ve şükran dolu bir aksesuar olarak üzerimizde taşımak çok daha zarif çok daha şık oluyor.

https://www.birgun.net/makale/dun-bugun-yarin-652927

Betül Kanpolat