Demokrasinin dayandığı bir takım ilkeler vardır ve bu aynı zamanda demokratik yaşamın ilkeleridir. Bu ilkelerin öğrenilmesi, yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması her bireyin temel görevidir. Bu anlamda demokratik yaşamın ilkeleri ancak eğitim süreci içinde öğrenilebilir ve geliştirilebilir. Bu nedenle demokrasinin eğitime gereksinimi vardır ve eğitim demokrasinin ön koşuludur.
Demokrasi eğitimi doğal olarak bireyin ailesinde başlar. Aile içinde, çevresinde demokratik yaşamın ilkelerini öğrenmeye başlayan çocuk, formal eğitime başladığında yani okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim vb. kısacası eğitimin her bir aşamasında bu ilkeleri uygulamak, geliştirmek ve korumak durumundadır. Bu uzun süreçte kendisine yol gösterecek olan yardımcılara gereksinim duyacaktır çocuk. Yardımcılar arasında anne, baba, kardeş, akraba, öğretmen, arkadaş, medya, ders kitapları vb. sayılabilir. Ancak yazınsal bir tür var ki –masallar-, onun yardımı asla yadsınamaz.
Masal, çocuğun daha okuma yazmayı öğrenmeden önce tanıştığı ilk yazınsal eserdir. Masalların yaşamımızda ne kadar önemli olduğunu söylememize gerek yok sanırım ama, yine de Dickens’in “Benim ilk aşkım Kırmızı Şapkalı Kız’dı. Biliyordum ki Kırmızı Şapkalı Kız’la evlenebilseydim, dünyanın en mutlu insanı ben olurdum.” (Kurt, 2000, s.309) sözleri, çocukluğumuzda dinlediğimiz masalların bizi ne denli etkilediğini çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.
İnsanları böylesine etkileyen masal, aynı zamanda okulöncesinden yüksek öğretime kadar eğitimin her aşamasında kullanılabilen, eğitici ve öğretici bir gereçtir. Onun aracılığıyla evrensel değerler kolayca öğrenilebilir ve temalar güncelleştirilerek eğitimde rahatça kullanılabilir. Çünkü masallar düş yanının zenginliği kadar içinde barındırdığı öğretiler, konular açısından her çağa uyarlanabilen özelliğiyle (bkz: Dilidüzgün, 2003, s.31) güncelliğini hep devam ettirebilen, hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap edebilen yazınsal bir türdür. Dolayısıyla temelde çocuklar için yazılmamış olsalar bile, bugün çocuk edebiyatının içinde değerlendirilmekte, yetişkinler tarafından da sevilerek okunmaktadır. Bu nedenle de yukarda değindiğimiz gibi eğitimin her aşamasında kullanılabilen bir özelliğe sahiptir.
Masallar sayesinde çocuk, küçücük yaşta bazı değerleri öğrenip, bunları korumayı ve yaşatmayı kendisine hedef edinebilir. Çocuktaki demokrasi bilincinin geliştirilmesinde masalların öneminin farkında olan Türk çocuk edebiyatı yazarları bu nedenle masal türünde bir sürü eser vermiş ve vermeye devam etmektedir. Bunların arasında, özellikle son yıllarda Nur İçözü, Mustafa Ruhi Şirin, Gülsüm Cengiz, Ülkü Tamer, Ayla Çınaroğlu, Erdal Öz, Oğuz Tansel, Kemal Özer, Hasan Latif Sarıyüce, Tarık Dursun Kakınç, İbrahim Zeki Burdurlu, Aytül Akal (bkz: Dilidüzgün, 2003, s.46; Kıbrıs, 2000, ss.40-41) vb. isimleri sayabiliriz.
Bu bildiride çocuğa demokratik yaşam ilkeleri, dolayısıyla demokrasi bilinci kazandırmada Aytül Akal’ın “Geceyi Sevmeyen Çocuk”la başlayan beş serilik masal kitaplarına yer verileceğinden, Akal hakkında biraz bilgi vermemiz, tanımamız açısından yararlı olacaktır.
1952 yılında İzmir’de doğan Akal, İzmir Amerikan Kız Koleji Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları ve röportajları yayınlandı, çocuk oyunları yazdı. 1991 yılında çocukların büyülü dünyasına girerek, ilk masal kitabı olan “Geceyi Sevmeyen Çocuk”u yayınladı. Bunu “Canı Sıkılan Çocuk” (1993), “Kardeş İsteyen Çocuk” (1994), “Sabahı Boyayan Çocuk” (1995) ve “Masalları Arayan Çocuk” (1997) izledi. Ciltli masal kitaplarından başka yayımlanmış 32 karton kapaklı masal kitabı vardır. 3-15 yaş arası çocuklara yönelik yüzlerce kitabı bulunan Akal, 1995 yılında Aysel Gürmen ve Ayla Çınaroğlu ile birlikte Uçanbalık Yayınları’nı kurarak, çocuk kitapları yayımlamaya başladı. Bugün diğer işlerinin yanında yazmaya ve yayımcılığa devam etmektedir (bkz: Kuzu, 2005, s.323; Akal, 1998c, s.Dış Kapak)
Akal’ın çocuklara demokratik yaşam ilkelerini “çocuğa görelik” ve “çocuk gerçekliği” prensipleri doğrultusunda öğretmeye çalışma çabası, 1993 yılında yayımladığı ve daha sonra devamını getirdiği ve hâlâ da yazmayı sürdürdüğü masallarında açıkça görülmektedir. Akal, masalın çocuğun değerler sistemini öğrenme konusundaki etkisinin bilincinde olarak yazdığı eserlerinde güncel konulara yer vererek, çocuğu hem içinde bulunduğu çağa, hem de demokratik yaşamın gerektirdiği ilkelere hazırlamaktadır. Bu ilkeleri öğrenen çocuk demokratik bir kişiliğe sahip olacak, sosyalleşecek ve çocuğun ilerdeki yaşamında bunları uygulaması ve yaşatması daha kolay olacaktır.
Demokratik bir kişiliğe sahip olmanın belirtilerinden biri, bireyin içinde bulunduğu toplumun yaşayışını düzenleyen kurallara uymasıdır (bkz: Şenünver ve diğerleri, 2005, s.18; Yanıklar ve Elyıldırım, 2004, s.3)). Kurallara uyulmadığı zaman ailede, okulda, çevrede kısaca toplumda bir kargaşanın, düzensizliğin, huzursuzluğun olabileceği kaçınılmazdır. Çocuk için soyut olan bu olguların öğrenilmesi güçtür. Ancak çocuğa bu kurallar uygun yollarla anlatılabilirse, zamanla çocuk anlayabilir ve öğrenebilir. Peki nedir bu kurallar?